Tokio HoteL (Th) =)

[KübR[A]my Léé]

]b]İki yılda sadece Almanya'da 3.5 milyon albüm satan, 43 sold out show'da 400.000'üzerinde insana çalan, Avrupa çapında ise 10 platin plak kazanan Tokio Hotel'i sizlere değişik bir açıdan tanıtmak istedim
Henüz 18 yaşına giren iki ikiz kardeşin başını çektiği Tokio Hotel (TH) son dönemlerde bomba gibi patladı.

Grup bilinildiği üzere gerçekten şöhretleri oranıyla çok genç. İkiz kardeşler Bill ve Tom 1 Eylül'de 18 yaşlarına bastılar. Gustav 19, Georg ise 20 yaşında. Ama küçük yaşta aileleri sayesinde müzik aletleriyle tanıştıkları için yaşlarına bakıp küçümsememek lazım. Ayrıca unutulmamalıdır ki Popüler Müziğin büyük bir yerini 10-19 yaş grubu teenage dediğimiz yaş grubu oluştuyor.

Ve bu yaş kitlesi tecrübeli rock gruplarını dinlemeyi bilselerde ergenlik dönemindeki aşklarını, kavgalarını, dostlukları kısacası yaşamlarını kendi yaşıt müzik gruplarıyla yapmayı tercih ediyorlar.

Kaulitz kardeşlerin geçmişlerine baktığımızda müzik ile ilgilenmelerinde hiçbir engelleyici sebep göremiyoruz. İşte kanıtları; anne baba kavgaları, boşanma davaları, babalarından ayrılan iki çocuk...
Grubun şarkı sözlerinde onca zamana karşı yaşanan bu ayrılık mevzusunun izleri gözlemleniyor. Fakat diğer yandan bu hafif çaplı travmanın iyi sonuçlar doğurduğunuda söylemek gerekiyor. Gerçek babalarından sonra üvey babaları ikizlerin müziğe bakış açısını keşfetmiş ve kendiside bir türlü kabuğunu kıramamış bir müzisyen olduğundan Kaulitz kardeşlerden yardımlarını hiç esirgememiş. Bu yüzden Kaulitz kardeşler bazen üvey babalarının soyadını kullanmayı terci ediyorlar. (Trümper)




Tokio Hotel tartışmalarının ikinci ekseninde ise erken gelmiş olan şöhret yatıyor. Gerekçe ise bu tarz prodüktör güdümlü projelerin ömürlerinin uzun süreli olmuyor olması. Fakat Tokio Hotel o tür gruplardan ayıran özellikler var. Grubun kökeni Bill'in ilkokul defterine çiziktirdiği şiirlerini Tom'la beraber şarkıya dönüştürmelerinden başlıyor. Grup, Gustav Schafer ve Georg Listing'in ikizlere katımasıyla son halini alıyor. Devilish ismiyle Almanya'nın küçük kentlerinden Magdeburg'da barlarda sahne almaya başlıyorlar. Onların ülke çapında şöhrete kavuşmaları ise Bill'in bir yetenek yarışmasına katılmasıyla başlıyor. Özel bir kanalın "Star Search" 'ünden çeyrek finalde elense de kurnaz yapımcı Peter Hoffman Bill'in ğeşinden Magdeburg'a gidiyor ve orada Devilish'i izliyor. Burada Devilish grubunu ikna ediyor ve onlara yardımcı prodüktörler ayarlıyor.
Bunlardan biriside David Jost, Bill'in sağ kolu kimliğinde takılıyor. Grubun bakıcılığını da üstlenen Jost grup elemanlarının üreticiliğini de beğeniyor.

"Bill'in sekiz yaşında yazdığı şarkıları bile kullanıyoruz, esas duyguyu veren sözlerde onlar oluyor zaten." David Jost

Jost her ne kadar müzikte söz sahibi olsada Bill sözlerin ve müziklerinin grubun ilk halinden çıktığını vurgulayarak söylüyor ve önce sözleri yazıyor sonra sözler üzerinden grup şarkıyı çıkartıyor. Ve en son seviyede Jost gelip durumu tamamlıyor.
Grubun diğer kısa süreli gruplardan özelliklerinden en büyüğüde bu zaten. Grubu kendileri oluştuyorlar, sözler kiralık bestekarlardan değil kendilerinden çıkıyor. Şarkılar oluştuktan sonra devreye diğer yardımcı kişiler menajer, prodüktör vs... giriyor.

En çok tartışılan konulardan biri ise imajları Ne erkek ne kadın imajı aslında hiçte yeni sayılmaz; Bowie ve glam rock müzisyenlerinin 70'li yıllarda toplumsal hayatın dikte ettiği cinsiyetler ve onların gerektirdiği rol, tavır ve davranışlara karşı olarak yarattıkları androjen imaj, tabulara karşı yıkıcı bir etkiye sahipti. 1980'lerde Army of Lovers, 1990'larda Placebo gibi gruplarda bu imajı kendilerine yansıtıp sürdürdüler.
TH'de özellikle Bill üzerinde yoğunlaşan bu imaj sonradan türetilmiş bir kılıf değil.

Bill 'in 2003'teki katıldığı yetenek yarışmasında vampirle peri arasındaki imajıyla kamera karşısına geçtiği biliniyor. Aslında bu özenmek bakımından kötü bir durum. Lakin TH konserleri bunu doğrulamakta. Konserlerde her bir köşede Bill'i özenen kişilerle dolu...Oysa grup buna karşı başkalarına özenmeyen siz kendiniz daha güzelsiniz gibilerinden mesajlarlar karşılık veriyor. Kısacası; tıpkı şarkılarının özünde olduğu gibi imajlarında da bir özentilik ve türetmece yok...

Grubun kurulumundaki profesyonel müzik hayatları pekte iyi başlamıyor. Sony BMG ile anlaşılıyor fakat tüm kayıtlar yapılacakken Sony yönetimi "Yeni Başlayanlar" için ayırdıkları bütçeyi kaldırıyor. Böylece anlaşma feshediliyor. Bu sırada grup üyelerini Universal Müzik kapıyor ve hızla grubu kurtlar vadisine atıyor.[/b]

[KübR[A]my Léé]

Tom ve Bill


Önce "Durch Den Monsun" sonra da "Schrei" single'ları listeleri adeta koparıyor. Ardından Eylül 2005'te "Screi" albümü yayınlanıyor. Albüm o kadar başarılı oluyor ki; 2006'da "Screi:Solaut du kannst" adı altında vokalleri güncellenmiş bir baskı daha yapıyorlar. 2007'nin şubatında ise "Zimmer 483" çıkıyor. Bu albümdede Almanya'daki liste fırtınası devam edince karar dünya açılmakta bulunuyor.

Bu durum sırasında İngilizce albüm startıda veriliyor.Aslında burada bilinmeyen bir şey söz konusu. İlk ingilizce albüm önceki iki albümün kırması gibi oluyor.Bu yeni albüm tamamen eski kayıtlardan oluşuyor sadece Bill stüdyoya girip vokalleri kaydediyor.Sözleride çevirmenler İngilizceye çevirmiş. Almanca sözlerin direkt karşılığı İngilizce olarak müziklerine yansıtmışlar.
İşte bu ufak ayrıntı "ipler onların elinde mi ?" sorusunu akıllara getiriyor.

Kliplere dikkat edecek olursanız benzer temalara sahipler. "Ready, Set, Go " 'nun klibinde özgürlüğü kısırlaştıran her türlü üniforma oalyına karşı bir duruş sergileniyor.

9. sınıfta müziğe daha fazla zaman ayırmak için okuldan ayrılmış ikizler. Buda onların müziğe olan aşklarının yapmaca olmadığının bir göstergesi niteliğinde.

İşte tüm bunların sonuna Tokio Hotel'in eski popüler müziğin örnekleri gibi mi olacağını yoksa birer yıldız mı olacaklarını zaman gösterecek.

Fakat benim görüşüm Tokio Hotel kendi müzikleri bakımından birer yıldız olacaklar. Sebep olarakta kendilerine özgü müzikleri, imajları ve geçmişlerini şarkılarına yansıtıyor olmaları. Kliplerinde ise gerçekten özgürlük teması iyi işleniyor.

[bRinq mé To LiFé]

2008'de büyük bir patlamayla çıktılar ama açıkcası bir türlü gruba ısınamadım teşekkürler kübra

[KübR[A]my Léé]

öNemLi değiL eLa^Cım ;) :)